Yenidoğan İşitme Taraması nedir?

0
bebeklerde duyma sorunu
 7 duyumuzdan
biri olan işitme, insanların iletişimi ve gelişimi açısından taşıdığı önemle
ayrı bir yere sahiptir. İşitme, çevresel sesleri fark etmemizi sağlar. İnsanlar
arası iletişimdeki en önemli unsur olan konuşma da, işitme sayesinde
gelişmektedir. Bütün bu hususlar göz önüne alındığında, özellikle doğuştan
gelen  işitme kaybının erken tanısı ve rehabilitasyonu çok önem
kazanmaktadır.
Bebeklerde görülen işitme kaybının en sık görülen nedeni, genetik bozukluklardır. İşitme kaybına neden olan genler çekinik genler olduğu için,
bir kişide işitme kaybı olması için hem anneden hem de babadan gelen iki
çekinik gene sahip olması gerekmektedir. Sadece bir çekinik gen taşıyan ve bu
nedenle işitme kaybı olmayan anne ve babanın işitme kayıplı çocuk dünyaya
getirme olasılığı yüzde 25’tir. Benzer çekinik gene sahip olma ihtimali, benzer
gen havuzuna sahip olan akrabalarda daha fazladır. Bu nedenle akraba evliliği
sonucunda dünyaya gelen bebeklerin işitme kayıplı olma ihtimali daha yüksektir.
Bu nedenle işitme kaybının erken tanı ve tedavisi daha da büyük önem taşımaktadır.
kulak, işitme kaybı, yenidoğan
Doğuştan
gelen işitme kayıplarının erken tanısı için 2004 yılında ülkemizde uygulanmaya
başlanan “Ulusal Yenidoğan İşitme Taraması Programı” başarıyla devam
etmektedir. 2004 yılında 1-2 merkez olarak başlayan bu program sayesinde
halihazırda doğumların % 90’ı taranmaktadır. Amaç bu oranı % 100’e getirmektir.
İşitme kaybı
tespit edilen bebeklerde işitme rehabilitasyonunun en kısa süre içinde
sağlanması gerektiğini belirten Prof. Dr. Sarp Saraç; ”Bebeğin
beynine sesin iletilmesi, beynin işitmeyle ilgili merkezlerinin gelişmesi için
çok önemlidir. Beynin plastisitesinin yüksek olduğu ilk 3 yıl içerisinde beyne
işitsel sinyaller gitmediği takdirde, daha sonra sinyal gönderildiğinde kişi
sesleri duyabilse de anlamlandıramamaktadır. Bu nedenle işitmenin erken
rehabilitasyonu çok önemlidir “diyor.
İşitmenin
rehabilitasyonu için ilk basamağın işitme cihazları olduğunu söyleyen Prof.
Dr. Sarp Saraç; “İki taraflı işitme cihazı verilen bebeklerin konuşma
gelişimleri takip edilir. Eğer bu gelişim yaşıtlarına paralel gidiyorsa, işitme
cihazıyla devam edilir. Eğer işitme cihazlarından yeterli verim alınamazsa, o
zaman ameliyatla kulağa koklear implant (biyonik kulak) uygulanır. Yapısal
nedenlerle koklear implant yapılması imkânsız olan hastalarda da, beyin sapı
implantı uygulanarak işitme sağlanabilir. Gerek işitme cihazı gerekse
koklear/beyin sapı implantı kullanan işitme kayıplı kişilerin yeterli bir
konuşma seviyesine ulaşabilmeleri için konuşma eğitimi alması gereklidir”
diyor.

Gelişen teknoloji sayesinde rehabilite edilemeyecek
işitme kaybının neredeyse kalmadığına dikkat çeken Saraç; “İşitme
kayıplı kişilerin bu imkânlardan faydalanabilmeleri için, erken teşhis ve
tedaviye ulaşabilmelerinin önemi daha da artmıştır. Bütün bu uğraşıların amacı,
işitme kayıplı bireyleri, normal okula devam edebilen, kimseye muhtaç olmadan
yaşayabilen ve ulusal verimliliğe katkı sağlayan bireyler haline getirmektir“.

 

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz